Bu da yumurtanın genetik anomalilere daha fazla eğilimli olması demektir. Kadınlarda yumurta üretimi anneleri, kendilerine hamileyken, ana rahminde yapılmakta ve tamamlanmaktadır. Dünyaya geldiğinde yumurta sayısı belli olan kadınlar, bu yumurtaları tükettiklerinde menapoza girmektedir. Bu bilgiler ışığında, şunu söylemek gerekir ki, sigara gibi kimyasallar ile yumurtalıkta depolanmış olan yumurtalarda DNA hasarı oluşturmak işten bile değildir ve vücutta bu tarz bir hasarın onarımı pek mümkün görünmemektedir. Bu kimyasallar, yumurta hücrelerini bozarak erken menopoza neden olabilir. Sigara ve alkol kullanımı doğal yolla gebe kalmayı zorlaştırırken, düşükleri hızlandırır ve düşük doğum ağırlıklı bebek doğurma riskini artırır.
Sigara erkeklerde sperm üretimini olumsuz etkiler ve spermlerde de DNA hasarına yol açar. Sigara içen erkeklerin spermlerinde daha fazla şekil ve hareket bozukluklarına ve anomalilere rastlanmaktadır. Pasif içicilik de hem yumurtalarda hem de spermlerde benzer DNA hasarlarına neden olmaktadır. Tüp bebek tedavisi öncesinde (mümkünse 3-6 ay önceden) sigarayı bırakmış olmak, tedavinin sonucuna oldukça olumlu katkılar sağlayabilmektedir. Sigara içen gebeler, daha çok erken doğum yapmaya eğilimlidirler. Ani bebek ölümü de sigara içenlerde daha sıklıkla rastlanan bir durumdur. Alkol de sigara gibi gebe kalma şansını azaltır. Anne karnında alkole maruz kalan bebeklerde uzun dönemde zeka gerilikleri, öğrenme bozuklukları, davranış bozuklukları görülebilir. Alkol erkeklerde de sperm sayısı ve kalitesini azaltır.