Tüplerin Tıkanıklığı
sebepleri ve tedavileri.
Tüp (Tubal) Problemler
Kadına bağlı kısırlık vakalarının üçte biri tüplerdeki problemlerden kaynaklanmaktadır.Rahim, her iki tarafından çıkan Fallop Tüpleri denilen kanallarla yumurtalıktan atılan yumurtayı yakalar ve rahmin içine taşır. Bu taşınma işlemine engel olan her tür ttubal problem hamile kalamama ile neticelenir.Tüplerde Tıkanıklığın Nedenleri
En sık rastlanan sebebi hiç tedavi edilmemiş ya da yeterli tedavi edilmemiş enfeksiyonlardır. Genellikle enfeksiyon kaynağı daha önceki pelvik enfeksiyonlar, seksüel geçişli enfeksiyonlar, spiral kullanımı, düşük veya doğum sonrası gelişen enfeksiyonlardır.Geçirilmiş karın içi ameliyatları (apandisit, sezaryen, myom ameliyatı vb.) da tüplerde yapışıklıklar oluşturabilmektedir.
Daha önce dış gebelik geçirmiş olmak
Endometriozis (çikolata kisti) olgularında da tüplerde tıkanmalar ve yapışıklıklar olabilmektedir.
HSG tüpün dış kısmının çevre dokulara olan yapışıklıkları hakkında nadiren net bilgi veremez. Bu durumlarda, tüpler ve rahimdeki sorunları net olarak anlamak için laparoskopi (karnın karbondioksit gazı ile şişirilerek, içerisine kamera ile bakılması işlemi) yapılabilir. Laparaskopi esnasında kullanılan aletler ile varsa olası sorunlar giderilebilmektedir.
Laparoskopi sırasında rahim ağzından verilen bir sıvının (genellikle metilen mavisi) tüplerden geçişi kontrol edilebilmekte ve böylelikle tüplerin iç yüzeyinde bir tıkanıklık varsa anlaşılabilmektedir. Tüplerdeki tıkanıklığa bağlı kısırlık tedavisinde mikro cerrahi yöntem her zaman başarıyla sonuçlanmayabilir. Özellikle tüp tahribatı fazla olan hastalarda, yumurtalık rezervi az olanlarda veya hastanın yaşının ileri olduğu durumlarda tüp bebek uygulaması ilk planda düşünülmelidir. Tüp bebek tedavisiyle tüplerdeki patoloji by-pass edilmiş olur.
Tek istisna ultrasonografide ya da rahim filminde görülen hidrosalpenks dediğimiz tıkalı tüpün içi sıvı dolu ve şiş bir hal aldığı durumlardır ki bu halde tüp bebek tedavisi öncesi tüpün laparoskopik çıkarılması veya tüpün rahimle bağlantısının laparoskopi esnasında kesilmesi önerilmektedir. Böylelikle tüp bebek başarısı ve canlı doğum oranları artmaktadır.
Laparoskopi tamamlandığında karın içindeki gaz boşaltılmaktadır çünkü karın içine verilen karbondioksit gazı operasyon sonrası omuz ağrısı ve şişkinlik hissi olarak hastaya rahatsızlık verebilmektedir. Genelde bu gibi şikayetler 24-48 saat içerisinde kaybolmaktadır.
Daha önce dış gebelik geçirmiş olmak
Endometriozis (çikolata kisti) olgularında da tüplerde tıkanmalar ve yapışıklıklar olabilmektedir.
Tüp Tıkanıklığının Belirtileri
Kadınların çoğu kısırlık nedeniyle tetkik edilene kadar tüplerinin tıkalı olduğundan haberdar değildir. Bazıları ise adet ağrıları ya da kasık ağrıları şikayetlerini ifade ederler. Endometriozis (çikolata kisti) ve geçirilmiş herhangi bir enfeksiyon tüplerin tıkanıklığının başlıca sebeplerinden olduğu için bunlara ait belirtiler tüp tıkanıklığının belirtileri arasında sayılabilir.Tüp Tıkanıklığı Nasıl Teşhis Edilir?
Tanı koymada en sık rahim filmi yani HSG (histerosalpingografi) kullanılmaktadır. HSG, rahim ve tüpleri görüntüleyen özel bir bir röntgen çeşididir. Normal bir röntgende rahim ve tüpler görülemezken, bu işlemde rahim ağzından özel bir sıvı verilerek görünür hale getirilir ve bu esnada röntgen ile film kayıtları alınır. Böylece rahim ile tüplerin yapısı ve geçirgenliği hakkında bilgi edinilir. Rahmin şekli, iç duvarı ile ilgili sorunlar ve tüplere ait problemler HSG ile ortaya konulabilmektedir. HSG çekimi yaklaşık 5 dakika sürmektedir ve kliniğimizde modern cihazlarla anesteziye gerek duyulmadan AĞRISIZ olarak yapılabilmektedir.HSG tüpün dış kısmının çevre dokulara olan yapışıklıkları hakkında nadiren net bilgi veremez. Bu durumlarda, tüpler ve rahimdeki sorunları net olarak anlamak için laparoskopi (karnın karbondioksit gazı ile şişirilerek, içerisine kamera ile bakılması işlemi) yapılabilir. Laparaskopi esnasında kullanılan aletler ile varsa olası sorunlar giderilebilmektedir.
Laparaskopi
Laparoskopi genellikle hastanede yatış gerektirmeyen, yarım saat gibi bir sürede tamamlanabilen ve genel anestezi altında yapılan bir operasyondur. Laparoskopi sırasında göbekten ve karın alt bölgesinden bir ya da iki küçük kesiden özel aletler ve ışıklı bir optik cihaz yerleştirilir. Karın içinin rahat görülebilmesi ve muhtemel damar ve bağırsak yaralanmalarından kaçınmak için karın içi 3-4 litre kadar karbondioksit gazı ile şişirilmektedir. Laparoskopi ile karın iç yüzeyi görüntülenmekte, yumurtalıklar, rahim ve tüplerin dış yüzeyleri ile ilgili patolojiler kolaylıkla anlaşılabilmektedir. Eğer karın içi ve tüplerin dış yüzeylerinde yapışıklıklar mevcut ise aynı anda bunları serbestleştirmek mümkün olmaktadır.Laparoskopi sırasında rahim ağzından verilen bir sıvının (genellikle metilen mavisi) tüplerden geçişi kontrol edilebilmekte ve böylelikle tüplerin iç yüzeyinde bir tıkanıklık varsa anlaşılabilmektedir. Tüplerdeki tıkanıklığa bağlı kısırlık tedavisinde mikro cerrahi yöntem her zaman başarıyla sonuçlanmayabilir. Özellikle tüp tahribatı fazla olan hastalarda, yumurtalık rezervi az olanlarda veya hastanın yaşının ileri olduğu durumlarda tüp bebek uygulaması ilk planda düşünülmelidir. Tüp bebek tedavisiyle tüplerdeki patoloji by-pass edilmiş olur.
Tek istisna ultrasonografide ya da rahim filminde görülen hidrosalpenks dediğimiz tıkalı tüpün içi sıvı dolu ve şiş bir hal aldığı durumlardır ki bu halde tüp bebek tedavisi öncesi tüpün laparoskopik çıkarılması veya tüpün rahimle bağlantısının laparoskopi esnasında kesilmesi önerilmektedir. Böylelikle tüp bebek başarısı ve canlı doğum oranları artmaktadır.
Laparoskopi tamamlandığında karın içindeki gaz boşaltılmaktadır çünkü karın içine verilen karbondioksit gazı operasyon sonrası omuz ağrısı ve şişkinlik hissi olarak hastaya rahatsızlık verebilmektedir. Genelde bu gibi şikayetler 24-48 saat içerisinde kaybolmaktadır.